Hasat sonrası ayçiçeğinde temel sorunları yeniden göz önüne serildi. tarlasera ayçiçeğinde yerli üretimin yaşadığı sorunları uzmanlarına sordu.
Türkiye’nin çoğu bölgesinde yetişebilen ayçiçeğinin bu seneki gündeminde iklim şartları var. Sezon başındaki yağmurlarla üreticinin umutları artmış, yüksek rekolte beklentisi baş göstermişti. Ne var ki hemen ardından gelen aşırı yağışlar ve kavurucu sıcaklar üreticinin hevesini kursağında bıraktı.
Yaz boyunca üreticilerin geneli ürün fiyatlarının 2 TL’nin üzerinde olmasını beklediklerini söylüyordu. Ağustos sonunda yüzde 44 yağ oranlı ayçiçeği için ton başına bin 823 TL olarak açıklanan ön alım fiyatlarından sonra ise üreticinin maliyet giderleri ve yerli üretimin yaşadığı zorluklar bir kez daha göz önüne çıktı.
Üretim talebi karşılamıyor
Son yıllarda üretim artışının yaşanmasıyla birlikte bugün bitkisel yağ üretiminin yüzde 47’si ayçiçeğinden soruluyor. Ancak bu artış henüz yeterli seviyede değil ve mevcut talebe de yanıt vermiyor. Bugün itibariyle Türkiye’de ayçiçeği üretiminin kendine yeterlik oranı 65’in üzerine çıkmakta zorlanıyor.
Nüfus artışıyla birlikte yemeklik yağa olan ihtiyacın da arttığını, bunun da özellikle ayçiçeği yağı yönünde olduğunu söyleyen Agromar Genel Müdürü Sabahattin Bodur, “Bu yüzden son 15 yıllık süreçte ayçiçeği ithalatına ödenen döviz 52 milyon dolardan 514 milyon dolara çıktı. Aynı süre içerisinde ayçiçeği ekim alanları yüzde 37 artış göstermesine rağmen, ithalattaki bu 10 kat artışa engel olamadı” diyor.
İthalat fiyatı yerli üretim maliyetinden düşük
tarlasera’ya konuşan Bodur’a göre, bu kadar yüksek miktarda döviz ödeyerek ayçiçeği ithal edilmiş olmasına rağmen ekim alanlarının ve ürün fiyatının tatmin edici düzeye ulaşmaması mantıklı değil. “Hala ithalat fiyatı yerli üretim maliyetinden düşük” diyen Bodur, “Ekim alanlarındaki artışı sınırlayan ve yeterli düzeye gelmesine engel olarak ise iki temel faktöre işaret ediyor: Ürün münavebesi yapılması ve ayçiçeği üretiminin diğer ürünler ile getiri anlamında rekabetçi olmaması” yorumunu yapıyor.
Tohumlukta hakimiyet ihracatın
Üretim hal böyle seyrederken, tohumluk üretimi ise kendine tam tersi bir yol çiziyor. Ayçiçeği tohumluğunda ithalatın çok düşük seyrettiğini söyleyen Ergin Hamarat, “Tohumluk üretimlerinin yaklaşık yüzde 90’ı ihraç ediliyor. İhracata giden tüm tohumluklar da dış pazarın talep ettiği çeşitlere göre üretiliyor” diye konuşuyor.
Dalgalanmaların yansıması düşen üretim
Ayçiçeği üretimini en fazla etkileyen iki unsur iklimsel faktörler ve fiyat. Üretici fiyatlarının üretimi doğrudan etkilediğini belirten Sabahattin Bodur, “2014 üretim sezonunda yaşanan üretim artışı, ürün fiyatına ters etki yaptı. Bu da bir sonraki yıl üretim alanlarında büyük düşüşe neden oldu. Özellikle son 2 yılda ürün fiyatı artmamakla birlikte, desteklemeler de beklenen düzeyde gerçekleşmedi” diyor.
Ne yapmalı?
Yağlı tohumların reklam yüzü olan ayçiçeğinde iklimin yeterince üzdüğü üretici bir de fiyatlar için kaygı duymak istemiyor. Geçmiş tecrübelere bakıldığında fiyat konusunun üretici kararı üzerinde doğrudan belirleyici etmenlerden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Bu kararı ayçiçeği lehine çevirmek için Sabahattin Bodur küresel ve yerel ürün fiyatlarından bağımsız şekilde ayçiçeği desteklerinin bölgesel olarak arttırılmasını öneriyor. Ergin Hamarat ise önerilerini ihracata yönelik sunuyor ve hedef ihracat pazarlarından Rusya ve Ukrayna gibi büyük ölçekli tarımın yapıldığı ülkelerde çeşitlerin kayıt altına alınması, ayrıca Ar-Ge desteklerinde yeni çeşit geliştirmeyi teşvik edecek düzenlemelere gidilmesi gerektiğini belirtiyor.