CarrefourSA Gıda Kategori Direktörü Ayşin Işıkgece, tüm tarımsal zincirinin faydası ve mutluluğu için üreticilere ve Türkiye’nin lezzetlerine sahip çıkılması gerektiğini söylüyor.
CarrefourSA bir süre önce hayata geçirdiği Yerli Tohum-Taze Mahsul projesiyle tüketiciye olduğu kadar üreticiye de dokunmaya başladı. tarlasera CarrefourSA Gıda Kategori Direktörü Ayşin Işıkgece ile projenin ayrıntıları ve hedeflerinin yanı sıra tarımın temel sorunları üzerine de keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
Yerli Tohum-Taze Mahsul’ün çıkış noktası nedir? Proje neyi amaçlıyor?
İlk hedefimiz üreticilere daha ucuza tohum sunmak. Bunun için Tarım Kredi Kooperatifleri ve farklı tohum firmalarıyla görüşüyor ve toplu anlaşmalar yapıyoruz. Bu sayede üretici hem tohumunu nereden alacağını biliyor hem de daha uygun fiyata alıyor. Ayrıca küçük üreticiler için de bir pazar yaratmış ve onları korumuş oluyoruz. Çünkü küçük üreticiler pazar bulmakta zorlanıyor; paketleme gibi avantajlara da çoğu zaman sahip olamıyor. Bizse birlikte çalıştığımız üreticilerin tüm ürünlerini alarak hem onlara hem de elleçleme yaptığımız platformlarda çalışan işçilere fayda sağlıyoruz.
İkinci hedefimiz geleneksel ürünleri yeniden hayata kazandırmak. Geçmişte bu topraklarda üretilen, fakat artık reyonlarda göremediğimiz sebze meyveleri canlandırıp tohumlarını üreticiyle, yetişmiş ürünleri de tüketiciyle buluşturacağız. Bunu yaparken de doğru tohumu seçmek için bu işi bilen tüketicilerden oluşan bir jüri kurup; rengini, kokusunu ve tadını denemelerini ve geleneksele en uygun olanı seçmelerini isteyeceğiz. Bu sayede hangi çeşidi üretmemiz gerektiğini bizzat kendi tüketicimiz seçmiş olacak. Ayrıca Türkiye’de tarım sektörünün en büyük sorunlarından birinin atık olduğunu düşünürsek, bu projeyle birlikte sebze-meyveler çok sayıda durakta durmadan marketlere ulaşacağından raf ömürleri kısalmayacak ve atık miktarı da azalmış olacak.
Proje kapsamında yetiştiricilikle ilgili üreticilere eğitimler veriyorsunuz. Bu eğitimlerde kimlerle çalışıyorsunuz?
Üreticilere sebze-meyveleri ne zaman toplayacakları, hangi ilacı ne kadar kullanacakları, ilaçtan kaç gün sonra hasat yapacakları, kısaca ürünü yetiştirirken nelere dikkat edecekleri konularında eğitimler veriyoruz. Bu eğitimleri hem CarrefourSA Kalite Güvence Ekibi veriyor hem de bu alanda hizmet veren özel şirketlerle çalışıyoruz. Bu şirketler eğitimin yanı sıra hasattan sonra kalıntı analizi konusunda da hizmet sunuyor. Ürünlerimiz İyi Tarım kriterlerine uygun yetiştirildiği için analiz sonuçlarını da mutlaka kontrol ediyoruz.
Tüketicilerden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? Ürünlere yaklaşımlar nasıl?
Bugüne dek tüketici geri dönüşleri anlamında hep takdire şayan şeyler duydum. Gerek reyonlarda görevli arkadaşlarımızla yaptıkları sohbetler gerekse sosyal medyadan gönderilen mesajlar, böyle bir proje gerçekleştirdiğimiz ve Türkiye’nin lezzetlerine sahip çıktığımız için herkesin mutlu olduğunu gösteriyor. Son dönemde zaten tüketiciler arasında sağlıklı ürünlere olan ilginin çok ciddi şekilde arttığını gözlemliyoruz. Organik ürünler, glutensiz ürünler veya yerli tohumlarla yetiştirilmiş ürünlere olan talep artıyor. Herkes kendi bütçesine göre bu ürünlere yöneliyor.
Tarım zincirinde tüketiciden önceki son halka olan “market” gözünden baktığınızda, Türkiye tarımının sizce en büyük problemi nedir? Bu probleme karşı neler yapılmasını önerirsiniz?
Tarım özelindeki en büyük problem bence aracılar. Üretici ürünü esas yetiştiren kişi olmasına rağmen kazanç aşamasında büyük payı aracılar alıyor. Bu kadar aracının olması maliyet açısından da üreticiyi zora sokuyor. İkinci olarak üreticinin yeterli bilince sahip olmamasını gösterebiliriz. Nasıl üretmesi, hangi yollardan geçerek verimliliğini arttırması gerektiğini, hangi ilacı ya da gübreyi ne kadar kullanması gerektiğini yeteri kadar bilmiyor. Bu nedenle eğitimin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Son olarak da üreticinin yeterli kazancı sağlayamamasını gösterebiliriz. Üretimin devamlılığının sağlanması, gelecek kuşaklara aktarılabilmesi adına üreticinin daha çok kazanması lazım. Zaten üretici bilgilendikçe ve bilinçli üretim yapmaya başladıkça hem verimliliği artacak hem de çöpe giden ürün miktarı azalacak. Bu da ürününün daha kıymetli olmasını ve gerçek ederini bulabilmesini beraberinde getirecek.