1. BÖLÜM: Serada iklim koşulları baştan yazılıyor
Türkiye’de iklimlendirme sistemleri yalnızca sınırlı sayıda büyük üretici tarafından kullanılıyor. Bu sistemleri tam randımanlı kullanmak için ise bazı alışkanlıkları değiştirmek gerekli.
Tarım sektörünün alt kolları aslında bitkisel üretimin her bir handikabının giderilmesi çabasını yansıtıyor. Pestisit endüstrisi hastalık, zararlı ve yabani ot baskısını en aza indirmek için sürekli yeni çözümler sunuyor. Her gün gelişen sulama sistemleri su kıtlığına karşı sürekli mücadele içinde. Zorlu toprak koşularında üretim yapılabilmesini sağlamak ise gübre üreticilerinin sorumluluğunda.
Tarımın en temel handikabı ise elbette ki iklim koşulları. Isı ve nem değerlerinin her zaman bitki için ideal seviyelerde kalması mümkün değil. Beklenmedik doğal afetler ise ürün kayıplarını arttırıyor. Sera içi otomasyon sistemleri işte bu zorluklardan etkilenmeyen bir üretimi olanaklı kılıyor.
İklim koşullarından muaf bir tarım mümkün
Bu sistemler fiziksel koşulların her biri için farklı birer çözüm sunuyor. Havalandırma sistemleri ve sirkülasyon fanları hava değerlerini bitkinin ihtiyacına göre düzenliyor. Sera içindeki nem dengesi fog sistemleriyle sağlanıyor. Isıtma ve perde sistemleri ise ısının kontrol edilmesinde kullanılıyor. İçerideki karbondioksit oranı ve ışık miktarını da iklim kontrol sistemleriyle yönetmek mümkün.
Bilgisayar yardımıyla sıcaklık kontrolü
Dağdelen Tarım Otomasyon Sistemleri’nden Serhan Geldi, örtü altında düşük sıcaklıkların verimin düşmesine, yüksek sıcaklıkların ise ürün kaybına yol açtığına dikkat çekiyor: “Bu koşulları insan kontrolüyle sağlayabilmek oldukça zor. Bu yüzden bilgisayarlar yardımıyla sera dışından ve içinden alınan parametreleri birbiriyle kıyaslayarak içerideki değerlerin kontrolü sağlanmalı.”
Topraksız tarımda yaygın
Türkiye’de iklimlendirme sistemleri çoğunlukla topraksız tarımda ve yeni yapılan modern seralarda mevcut. En çok fog ve ısıtma sistemlerinin kullanıldığını söyleyen Geldi’ye üreticilerin henüz yatırıma sıcak bakmamasının nedeni kurulum maliyetlerinin yüksekliği.
Tam randımanlı kullanılmıyor
“Türkiye’de iklimlendirme sistemleri çok özellikli kullanılmıyor” görüşünü paylaşan Geldi, “Otomasyon sistemi olduğu için üretici rüzgar çıktığında kapıyı kapatıyor, fanları çalıştırıyor. Bu da elektrik tüketimini arttırıyor ve maliyete yansıyor. Bu nedenle üretici tam randımanlı kullanmıyor, hatta bazıları sistemi yazın tamamen kapatıyor” diyor.
Elektrik sistemi otomasyona uygun olmalı
Geldi’ye göre bunun çözümü elektrik sisteminin otomasyona uygun olması: “Hem manuel hem de iklim kontrol cihazından gelen sinyallere uygun olmalı. Eğer elektrik panosu buna uygunsa sistemin kurulması kolay. Eski seraların ise buna adapte edilmesi gerekiyor.”
Hollanda ve İspanya örneği
İklimlendirme sistemlerinin tam randımanlı kullanıldığı örnek ülkeler ise Hollanda ve İspanya. Burada tamamen kapalı iklim ortamı yaratılan seralar dış koşullardan bütünüyle izole ediliyor. “Bu seralarda kontrol tamamen otomasyona bağlı. Seranın çatısı dahi bulunmuyor” diyen Geldi, böylesi tesislerin dış ortama hiç uygun olmayan ürünler yetiştirmek için yapılabileceğini dile getiriyor.
Üretici geliri arttığı ölçüde yeniliğe açık
Türkiye’de otomasyon sistemlerinden tam anlamıyla faydalananlar genellikle büyük üreticiler. Bu kesim içinde de yaygınlık oranı yüzde 5’i pek geçmiyor. Ancak kazancı ve geliri artan üreticiler bu tip yeniliklere eğilim gösteriyor. Yakın gelecekte iklimlendirilmiş birer ortama dönüşen seraların sayısının artacağa benziyor.