Patateste sertifikalı tohumluk kullanımı hem mevzuat hem de verim açısından zorunlu. Ancak tohumluk patates üreticilerinin önünü açacak düzenlemelere ihtiyaç var.
Bir yılın diğer yılı tutmadığı ve bir türlü düzen tutturamayan patateste Türkiye her şeye rağmen dünyanın en önemli üreticilerinden biri. Ancak aynı durum tohumluk patates için geçerli değil. Türkiye sektörün ihtiyaç duyduğu 450 bin ton sertifikalı tohumluğun yalnızca yüzde 35’ini karşılayabiliyor. Bunun da yüzde 90’ını ithal tohumluklar oluşturuyor.
Geri kalan üretim ise üreticilerin önceki yıldan ayırdığı tohumlardan, yani geleneksel yöntemle elde ediliyor. Aslında bu hem yasal hem de teknik anlamda sakıncalı. Mevzuata göre zorunlu olan sertifikalı tohumluk kullanımına uyulmadıkça verim ve kalitede düzlüğe çıkmak bir türlü mümkün olmuyor.
Üretimin en önemli aşaması kaliteli tohumluk
Kök bitkileri için kaliteli tohumluk kazançlı bir üretimin ilk ve en önemli aşaması. Kaliteli tohumluk ise patatesin çeşidi, tohumluğun sağlık durumu, fizyolojik yaşı ve yumru boyu ile ölçülüyor. Ürünün sertifikalı olduğunu ise ambalajlarda bulunan etiketler tarafından kanıtlanması gerek.
Bu durumda patates üretiminin yanına ikinci bir uzmanlık alanı eklenmiş oluyor: Tohumluk patates üretimi. Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde yoğunlaşan tohumluk patates üretimi ılıman-serin iklimlerde ve kumlu-tınlı topraklarda ideal şekilde yapılıyor.
Arazi ve ürünler sıkı analizlerden geçiyor
Tohumluk ekecek firmalar öncelikle ziraat mühendisleri tarafından beyanname açarak süreci devlet yetkilileri ile yürütmeleri gerekiyor. İl Tarım Müdürlüklerince yapılan analizde ekim arazisinin ari ve temiz olduğunun ortaya konulması da zorunlu. Ekim sonrası tarla kontrolleri ve hasat dönemi her 10 dekardan alınan yumru örnekleri ile birlikte tüm üretim süreci sıkı bir takipten geçmiş oluyor.
Bakanlık yetkilerinin bir kısmını devretmeli
Aylık Tarım ve Kültür Dergisi tarlasera’nın Ekim sayısına konuk olan tohumluk üreticileri bürokratik süreçlerin yavaşlığından şikayetçi. Devlet laboratuvarlarında yapılan analizlerin ciddi bir zaman kaybına yol açtığını söyleyen Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Yönetim Kurulu Üyesi Ökkeş Yıldırım, “Bunun için Bakanlık acilen TSÜAB bünyesinde kurulmuş olan şirketlere birçok yetkisini devretmeli” diyor ve Hollanda’daki NAK ile İngiltere’deki SASA sistemini örnek gösteriyor.
Mevzuat ile gerçeklik arasında uçurum var
Sertifikalandırma sürecinin üretici ayağında ise Çiftçi Kayıt Sistemi'ne geçişte zorluklar yaşanıyor. “Tapu kayıtlarındaki sorunlar ve bürokratik engeller üretici aleyhine işliyor” diyen tohumluk patates üreticisi Ahmet Turan’a göre tohum kanunu ile patates ekimleri arasında uçurum var: “Tohum seçiminde bölgeler arasında fark gözetilmiyor. Denetleme mekanizmalarının eksikliği üretime gölge düşürüyor.”
Patateste tohum ıslah kuruluşu gerekli
Türkiye’de tohumluk patates üretiminin yolunu ilk açan il Bolu. Bolu İl Tarım Müdür Yardımcısı Nuri Erikli, bu alanda güçlü bir tohum ıslah kuruluşuna ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Destek politikalarına dair değinen Erikli, “Yemeklik patatesi 1 TL’ye alan üreticinin tohumluk için 3-4 TL’yi gözden çıkarması da sistemin çıkmazlarından biri” diye konuşuyor.
Sorunlar da çözümleri de ortada
Patateste geçmişte hasıraltı edilen problemler uzun süredir gün yüzüne çıkmış durumda. Sertifikalı tohum yaygınlığının yüzde 35 düzeyinde olması bu durumu rakamlarla ifade ediyor. Tohumluk patates üretiminin önü açıldıkça artık patateste de kaliteden, verimden ve istikrardan gönül rahatlığıyla söz etmek mümkün olacak.