Türkiye’de tarımsal istatistikler dikkatle bakıldığında ilgilisine önemli ipuçları vadediyor. Ancak sebze tiplerinin alabildiğine çeşitlendiği günümüzde bu tiplere dair karşılaştırmalı verilere ulaşmak çok zor.
tarlasera yayın hayatına başladığından bu yana sayısal verilere büyük önem atfetti. Gerek süreli yayıncılıkta gerekse web yayıncılığında bizim için bu veriler yalnızca birer rakamlar dizisini ifade etmiyor. Dikkatle bakıldığında rakamların dilinden tarıma dair pek can alıcı çıkarımlar yapmak mümkün. Durumları, olayları yorumlamak için bu yarı-gizli dili deşifre etmek gerekli.
İstatistikler neyi anlatıyor?
Türkiye’de tarım istatistiklerinin önemli bir kısmı Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) ait. TÜİK’in veri tabanında şu temel verilere ulaşmak mümkün: Bitkisel üretim miktarları, verim oranları, fiyat endeksleri, tarım arazileri, tarımsal makine nüfusu, tarımsal işçi ücretleri ve tüketim değerleri. Tüm bu veriler yıllara ve bölgelere göre çeşitlendirilebiliyor.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde yapılan istatistik çalışmalar ise tarımsal istihdam, destek maliyet oranları ve üretici/tüketici fiyatları gibi verileri kapsıyor. Bunun dışında TMO, TÜRKTOB, TZOB, ZMO gibi tarımsal ve mesleki kuruluşların da kendi alanlarına dair hazırladıkları istatistikler mevcut.
Tipler arası ayrım verilere yansımıyor
Öte yandan bugün artık tarım dünyasında “domates” dediğinizde “Hangi domates?” cevabını duymanız kaçınılmaz. Büyük bir çeşitlilik gösteren sebze tiplerinde bu ayrımın izleri tüm bu istatistiklere yeteri kadar yansımıyor. Basit ifadeyle; Türkiye’de hangi tip domates, hıyar ya da biber ne kadar üretiliyor, ne kadar geniş bir pazar payına sahip, ne kadar tüketiliyor? Bu soruların cevabı kesin sayılarla değil, ancak parçalı verilerle ve izlenimlerle verilebiliyor.
Neden önemli?
Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü’nün (TTSM) listesinde üretim izni verilen 350’ye yakın domates çeşidi var. Hıyar çeşitleri ise 100’ün üzerinde. Biber ve patlıcan da onlardan geri kalmıyor. TTSM’nin listesi "çeşit"leri sıralasa da, "tip"lere göre dağılımı kısıtlı şekilde yansıtıyor. Tek tek tohum firmalarının ürün portföyleri üzerinden de Türkiye’de sebze tiplerinin skalasına dair belli bir resim yakalamak mümkün. Ancak tüm bu veriler sebze tiplerinin tutarlı bir ekonomik analizini yapabilmek için yeterli değil.
Peki bu neden önemli? Hangi sebze tipinin nerede, ne kadarlık bir alanda üretildiğinin tam olarak kayıt altına alındığını düşünelim. Bu ilk elden mevcut çeşitlerin pazar performansını ve yeni çeşitlerin potansiyellerini görme fırsatı yaratacaktır. Bunun tohumculuk sektörü için ne kadar değerli olduğunu söylemeye gerek yok. Aynı veriler üreticilere de çeşit seçiminde referans olmaz mı? Ürün tiplerinin sağlıklı bir pazar karşılaştırmasının yapılabilmesi, hallerin ve komisyoncuların trendleri daha kesin verilerle takip etmesini mümkün kılmaz mı?
Tüketici eğilimlerini izlemek
Türler ve çeşitler arası üretim değerlerini net rakamlara dökmek bu denli zorken, tüketici eğilimlerine dair karşılaştırma yapmak iyice güçleşiyor. Oysa artık tüketici için de domates yalnızca domates demek değil. Tercihler, fikirler, eleştiriler her tip için farklılaşıyor. Örneğin büyük şehirlerde yemeklik olarak tercih edilen tarla domatesindeki lezzet kriteri, kahvaltılık tüketilen çeri domates ile aynı değil. Ya da kokteyl domates için makul kabul edilen bir fiyat salkım domates için yüksek geliyor. Tüketim oranlarının ve tüketici tutumlarının sebze tiplerine göre ayrılması, tarım zincirinin tüm halkaları için çok değerli bir göstergenin su yüzüne çıkması demek.
Tarımın bilgi dağarcığı
tarlasera bugüne kadar kıl biberden beef domatese, tek tek belli sebze tiplerine dair çok sayıda özel habere imza attı. Bir bütün olarak bu tipleri karşılaştıran Sebzenin Yıldızları ve Kazandıran Sebzeler gibi dosyalara da tarlasera arşivinden ulaşmak mümkün. Tüm bu haberler uzman görüşlerinin yanı sıra, mevcut istatistiki verilerin titiz bir şekilde analiz edilmesiyle zenginleştirildi. Arşivimizin tarımın bilgi dağarcığına yayıncılık cephesinden katkıda bulunduğunu düşünüyoruz.
İlgili kuruluşların tarımsal verilere dair çalışmalarını sebze tiplerine doğru ayrıntılandırılması bu bilgi/veri dağarcığına çok önemli katkı sağlayacak. Bunun hem günden güne artan bir ihtiyaç, hem de potansiyelleri açığa çıkaracak bir hareket olduğunu unutmamak gerek.