Vilmorin Anadolu Tohumculuk Genel Müdürü Fabrice Gaujour: “Türkiye’nin tarım sektöründe rekabet ortamı diğer ülkelerden daha kapsamlı. Ancak fiyat dalgalanmaları uzun dönemli yatırımları zorlaştırıyor.”
Türkiye’nin son 12 yılda tohumluk üretimi 5 katın, ihracatı ise 8 katın üzerinde artış gösterdi. Tohumluk üretimi 2014’te 776 bin tona ulaştı. Aynı dönemde tohumluk ihracatı da 17 milyon dolardan 150 milyon dolara yükseldi. Tohumculuk Kanunu ve Islahçı Hakları Kanunu gibi yasal düzenlemelerle Ar-Ge çalışmalarının gözle görülür bir ivme kazandığı gerçek.
Ancak tohumculuk da genel ekonomik parametrelere sıkı sıkıya bağlı. Yürünen yol hiçbir zaman engebesiz ve akıcı olamıyor. 2008 yılında Anadolu Tohumculuk ve Fransa menşeli dünyanın en köklü tohumculuk firması Vilmorin’in bir araya gelmesiyle doğan Vilmorin Anadolu Tohumculuk, bu zorlu yolu en güçlü adımlarla ilerleyenler markalardan biri. Vilmorin Anadolu Tohumculuk Genel Müdürü Fabrice Gaujour, ülkede geçirdiği ilk 1 yılın sonunda Türkiye’deki tohumculuk sektörü hakkında görüşlerini tarlasera’yla paylaştı.
ABD ve Avrupa ile karşılaştırdığınızda Türkiye’deki tohumculuk sektörünün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
ABD ya da Avrupa’da en büyük zorluk, ürünleri yüksek kalitede ve zamanında tedarik edebilmek. Türkiye gibi daha dinamik bir ülkede ise zorluklar daha çeşitli. Bu da sektördeki bütün aktörler için daha fazla fırsat yaratıyor. Ayrıca, Türkiye’deki rekabet ortamı diğer ülkelerden daha kapsamlı. Sunulan ürünler çok sayıda. Satış stratejisi de değişken olabiliyor. Rekabet üstünlüğü sağlamak için, sahada etkin ve sağlam bir varlık göstermek ve araştırma yatırımları yapmak gerekiyor.
Türkiye’de ürün çeşitliliği ve planlamasında bir problem olduğunu düşünüyor musunuz? Varsa sizce nasıl çözülebilir?
Birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de maalesef emtia piyasasında fiyat dalgalanmaları var. Bu da uzun dönemli önemli yatırımların uygulanmasını zorlaştırıyor. Türkiye’nin ihracata bağlı bir ülke olması da bunu etkiliyor. Sürdürülebilir bir faaliyet için, kontrol edilebilir parametrelerde çalışmak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de birçok üretici bunu yapıyor: Riski çeşitlendiriyor (farklı ürünler yetiştiriyor) ve verimlilik üzerine çalışıyor, iyi bir maliyet yönetimiyle optimum verime ulaşıyor.
Tohumculuk endüstrisinin marka değeri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Türkiye’nin potansiyeli yeteri kadar anlaşılabiliyor mu?
Marka değeri bizim sektörümüzde kilit nokta. Çünkü güvene dayalı bir ürün tabanı hazırlıyoruz. Müşterilerimiz Vilmorin tohumlarını alırken, kazancını maksimuma çıkartmasını sağlayan en ileri teknoloji ve en iyi kaliteyi bir arada bulabileceği konusunda bize güveniyor. Marka tanınırlığı ve ünü başarının en önemli etmeni. Yüksek kalite ve hizmet standardı sağlayarak müşterilerimizi memnun etmeye önem veriyoruz. Türkiye’nin potansiyeli iyi büyüme ilkesi sayesinde gayet açık. Bazen ise bu zor pazarda müşteriye ulaşmanın ve ilişki kurma biçiminin değeri iyi anlaşılmıyor veya azımsanıyor.
Tohumculuk adına 2015 nasıl geçti? 2016’da Türkiye’yi neler bekliyor?
2015 yılında ekonomik belirsizlik ve iklim şartlarındaki büyük değişiklikler nedeniyle birçok zorluk gördük. Ancak burada ilk sezonum olduğu için, Türkiye'deki zor durumlara hızlı tepki gösterebilme ve kritik durumlarla başa çıkabilme becerisine hayran kaldım. Hem Vilmorin Anadolu Tohumculuk ekibimiz hem de müşterilerimizde zor bir durumun üstesinden gelme becerisi var. Bu işe başladığımdan beri, kolay bir sene görmedim. Bu yüzden 2016’nın da kolay bir sene olacağını düşünmüyorum. Ancak müşterilerimiz için daha iyi pazar fırsatları yaratacak daha istikrarlı bir ekonomi ümit ediyorum.