10.6.2014 07:52:31
Tarımsal sulama risk altında mı?
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdür Yardımcısı Metin Türker, Türkiye’nin tarım alanlarını sulamada önümüzdeki yıllarda risk altında olduğunu söyledi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği Tarımsal Su Kayıplarının Kontrolü Çalıştayı’nda konuşan Türker, Türkiye’de sulanabilen tarım arazilerindeki su kayıplarının kontrolü hakkında önerilerde bulundu. Öncelik olarak kaynakların verimliliğini olumsuz etkileyen tarımsal altyapı hizmetlerin çözmek zorunda olduklarını belirten Türker, “Sulama şebekelerimizi modern sulama sistemlerine kavuşturmalı, arazi toplulaştırması gereken alanları mutlaka toplulaştırmayı bitirerek sulu tarımının hizmetine sunmalı ve arazi kullanım planlarını hazırlayarak arazilerin verimli kullanılmasını sağlayacak planlamaları öne çekmek zorundayız” dedi.
Türker, Bakanlık olarak üretim planlaması yapmaları gerektiğini söyledi ve ekledi: “Risk yönetimi açısından izleme ve değerlendirme yapmamız gerekiyor. Suyuz azı da fazlası da zarar. Dolayısıyla fazlası da afet oluşturabiliyor. Bizim kurak dönemlerde kısıtlı sulamayı yönetme açısından, bitkiyi strese sokmadan en az kayıpla üretimi sağlayacak, belki gıda güvenliğinin en önemli ayaklarından bir yapılanmayı da gerçekleştirme mecburiyetimiz var.
Doğru istatistiklere ulaşma açısından ve kurumsal kapasitelerin güçlendirilmesi adına izleme ve değerlendirmeye ihtiyacımız var. Hepsinden önemlisi toprak ve su kaynaklarımızın verimli kullanılması açısından izleme ve değerlendirmeye ihtiyacımız var. Doğru politikalar üretmek zorundayız. Bu doğru politikaları uygulayacak idari yapılanmadaki eksikliklerimizi tamamlamak zorundayız. Yasayla ilgili, başta su yasası olmak üzere, diğer ikinci mevzuatların çıkarılmasına mecburuz. Tüm bunları rahat yapabilmek adına bilgi sistemlerini tamamlayarak tüm paydaşların hizmetine sunmak zorundayız. Biz bunları sağladığımız zaman suyun verimli kullanılması noktasında olduğu gibi diğer kaynaklarımız suya bağlı ikincil kaynakların daha verimli kullanılmasının önünü açmış olacağız.’’
Türkiye’de tarımdaki üretim alanlarının sınırlı olduğuna da dikkat çeken Türker, ‘’Küresel iklim değişikliğine yönelik yapılan çalışmalarda 2030, 2050 ve 2100 senaryoları çok ciddi rakamlar içeriyor. 2050 yılında bitkinin su ihtiyacında yüzde 20-30’luk bir artış, yüzde 25-30’luk yüzey su miktarında bir azalma bekleniyor. Bu rakamlar 2100 yılında ikiye katlanıyor. Önümüzdeki süreçte biz daha fazla risk altındayız. Dolayısıyla bugünden tezi yok, bu önlemleri almak ve hayata geçirmek zorundayız. Bugün sulamadaki suyun kalitesi aynı zamanda gıdanın güvenilirliği ile de ilgili. Eğer ağır metallerle yapılan bir sulamada suyun bünyesindeki ağır metaller gıdanın üzerine geçiyorsa, o vasıtayla insan bünyesine de geçiyor, bu da kanser dediğimiz pek çok hastalıkların artmasına yol açıyor. O nedenle nasıl ki sulama suyunun miktarının yönetimi önemli ise, önümüzdeki süreçte kalitenin yönetimi ile birlikte entegre olmak zorundayız” şeklinde konuştu.
|