7.11.2013 15:25:51
Pamuk tarımında teknoloji kullanımı nedeniyle yakalanan verim artışı hızını kaybediyor. Yanı sıra ekim alanlarının daralması, yerli pamuğun ithal ürünlerle rekabetini daha çok zorlaştırıyor. Giderek artış gösteren ithalat oranları da üreticileri giderek güç bir durumda bırakıyor.
Tekstilin Türkiye'nin istihdam sağlayan lokomotif sektörlerinden biri olduğunun altını çizen Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, bu sektörde ithal girdi kullanımı az olduğu için tekstil ve hazır giyimin en fazla dış ticaret fazlası veren sektör olduğunu belirtiyor.
Pamuk tarımının tarım politikalarının yanı sıra uluslararası ilişkilerden etkilendiğini ifade eden Bayraktar, “Pamuk tarımı izlenen tarım, sanayi ve ticaret politikaları ile dünya piyasalarındaki değişimlerden yoğun bir şekilde etkileniyor. Yıllar itibarıyla tekstil ve hazır giyim sektöründe yaşanan genişlemelere paralel olarak pamuk tüketimindeki artış iç üretim artışıyla karşılanamadı ve pamuk ithalatı zorunlu hale geldi. 1990 yılına kadar pamuk ihracatçısı olan Türkiye, tekstil ve konfeksiyon sektöründe üretimini artırıp, önemli ihracatçı ülkelerden birisi olması nedeniyle her yıl artan oranda ithalat yapar hale gelmiştir. Bugün Türkiye, pamuk ithalatında Çin’den sonra gelen ikinci ülke konumunda” diyor.
2013 sonunda pamuktaki yıllık verimde düşüş öngören Bayraktar, açıklamasını şu sözlerle sürdürüyor: “2012 yılında elde edilen kütlü pamuk rekoltesi 2 milyon 320 bin ton iken 2013 yılında rekoltenin yüzde 1,7 düşüşle 2 milyon 280 bin tona inmesi bekleniyor. Pamukta üretimin yeterince artırılamamasının sebebi ekim alanların daralmasından kaynaklanıyor. 1995-2012 döneminde verimde yüzde 62 artış olmasına karşın ekim alanları yüzde 36 daraldı. Sertifikalı tohumların tercih edilmesi, tarım makinelerinin kullanımının artması, araştırma ve geliştirme faaliyetleri gibi olumlu gelişmeler sonucu verim yüksek oranda artırıldı. Ancak 1995-2012 döneminde teknoloji kullanımı nedeniyle yakalanan verim artışı eski hızını kaybediyor. Bundan böyle pamuk üretimindeki artış ancak ekim alanlarındaki artışa bağlı olacak. Üretici pamuk ekimine tekrar yönlendirilmeli ve ithal pamukla rekabet edilebilmesi için girdi fiyatları düşürmeli, destekler artırılmalı."
Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması'nda pamuk ithalatına dair bir önlem olmaması, 1995 yılından bu yana pamukta gümrük vergisinin sıfır olması Türkiye'yi pamukta "net ithalatçı" durumunda bırakıyor. Son yıllarda pamukta en fazla ithalat yaptığımız ülkelerin ABD ve Yunanistan olması bu anlaşmalardan kaynaklanıyor. Bu konjonktürün maliyeti etkilediğini belirten Bayraktar, “Tüm bunlara küçük, parçalı ve dağınık işletme yapısının getirdiği sorunlar da eklenince üretim maliyeti daha da artıyor. Yanı sıra pamuk hasadı ve çırçırlama işlemlerinde lif kalitesini düşüren yabancı maddeler, standardizasyon problemleri ve üretici birliklerinin kurulamaması gibi nedenler de pamuğun problemleri arasında yer alıyor” diyor.
Pamuk üretiminde ABD’li çiftçinin Türk çiftçisinden yüzde 17,2 daha az masraf yaptığını belirten Bayraktar, "Gerekli önlemler alınarak pamuk üreticisi ülkelerle rekabet edebilirse geçmişte pamuk yetiştiren, yeteri geliri elde edemediği için üretmekten vazgeçen üretici tekrar pamuk ekecek" diyor. Öte yandan Avrupa Birliği'nde uygulandığı gibi üreticilerin korunması adına gerekli kararların alınması gerektiğini vurguluyor.
|