Tarla bitkilerinin çoğunda araziler daralırken ayçiçeği alanını farklı bölgelere doğru genişletiyor. Aynı şekilde üretimde de istikrarlı bir artış görülüyor. Bunda, kısa sürede adeta ayçiçeğinde kuralları baştan yazan Konya gibi bölgelerin payı var.
Türkiye yağlı tohum üretimi ve dolayısıyla bitkisel yağ sektörü açısından uzun yıllardır hak etmediği bir senaryoyu yaşıyor. Mevcut ithalat oranları, özellikle de yağ kaynağı bitkisel ürünlerin ülkedeki tarımsal potansiyeli düşünüldüğünde daha can yakıcı bir hal alıyor.
Bitkisel yağ açığı başlığı altında uzun yıllardır tartışılan bu olumsuz tabloyu dönüştürmek için elbette yapılacak çok iş var. Sorunun tarla cephesine bakıldığında ise, son yıllarda umut ışığını en çok yayan ürün artan üretim değerleriyle ayçiçeği oluyor.
Aslında ayçiçeği üretimindeki artış büyük sıçramalarla ilerlemiyor. Ancak son 10 yıldır, zorlu iklim koşullarının yaşandığı sezonlar dahil olmak üzere “teklemeden” istikrarlı bir yükseliş yaşandığı da bir gerçek. 2007 yılında 485 bin hektar alana 770 bin ton ürün alınan ayçiçeğinde hem ekim alanları hem de üretimde her yıl bir öncekinin üzerine koyarak ilerlendi.
Psikolojik eşikler ve “özlenen rakamlar”
Bu süre zarfında ayçiçeği rekolte açısından iki “psikolojik eşik” aşmayı başardı. 2010 yılında 1 milyon tonu aşan üretim, bundan 5 yıl sonra 2015’te ise 1,5 milyon tona ulaştı. Ayçiçeğinin ülke tarihinde bir rekora işaret eden bu sayı bir sonraki yıl aynı seviyede kalsa da, araziden gelen yeni veriler ayçiçeğinin yükselişinin kalıcı olduğunu kanıtlar nitelikte.
Nitekim uzmanlar önümüzdeki yıllar 2 milyon ton hedefinin hayal olmadığını söylüyor. Ekim alanlarında ulaşılan 600 bin hektarın “özlenen bir rakam” olduğunu söyleyen Türkiye Bitki Islahçıları Derneği Başkanı Prof. Dr. Yalçın Kaya, bu yıl ürünlerin yetişme evresinde yaşanan yağışların yarattığı olumlu etkinin rekolteye yansıyacağını dile getiriyor.
Tarla bitkileri tersine…
Ayçiçeğinin 10 yıllık performansını daha net algılayabilmek için Türkiye’de üretilen temel tarım ürünlerinin genel tablosunu düşünmek gerek. Her yıl modern tarıma özgü yeniliklerin etkisini en çok hissettirdiği sebze ve meyve ürünleri, özel olarak da örtü altı üretim. Dolayısıyla bu ürünlerde geniş bir zaman aralığına bakıldığında birim alanda daha fazla ürün alındığı sezilebiliyor. Ekim-dikim alanlarında daralma olsa bile…
Ancak Türkiye’de tarla bitkileri üretiminde “doğru yoldayız” dedirtecek rakamlara ulaşmak zor. Tohum ve bitkisel mücadele çözümleri dahil olmak üzere yeni teknolojilerin üretime bir etkisi varsa da, diğer faktörler çoğu zaman bu artı puanları götürüyor. Bunların başında da daralan tarım arazileri geliyor.
Ayçiçeğinin sessiz yürüyüşü
10 yıl öncesiyle bugün karşılaştırıldığında buğday, arpa, pamuk, çavdar, mercimek, tütün ve patates gibi tarla bitkilerinin tümünde ekim alanları azalmış durumda. Alanını genişleten ürünler ise mısır, kanola ve ayçiçeği. 2008’de 600 bin hektardan az olan mısır danelik mısır arazileri 700 bine yaklaşırken, kanola ise 28 bin hektardan 35 bin hektara çıktı.
Ancak aynı sürede 480 binden 556 bin hektara genişleyen ayçiçeği üretimi adeta tarla bitkilerindeki genel akıntının tersine yüzüyor. Yine buğday, arpa, çeltik ve patates gibi temel ürünlerde üretim bu dönemde deyim yerindeyse “ne uzayıp ne kısalırken” ayçiçeği sessiz yürüyüşünü devam ettiriyor.
İç Anadolu da sarıya bürünüyor
Geçmişte büyük oranda Trakya’ya sıkışmış olan ayçiçeği üretiminin farklı bölgelerde de kendini ispatlamasının bu tabloda önemli bir payı var. Bu değişimin başlıca kahramanı ise Konya. 2008 yılında Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde toplam 300 bin hektarda yapılan ayçiçeği üretiminin en yakın takipçisi 28 bin hektar ile Adana ve 20 bin hektarla Çanakkale’ydi. Tahılların başkenti sayılan Konya‘da ise ayçiçeklerinin 10 yıl önce kapladığı alan yalnızca 14 bin hektardı.
Konya kuralları baştan yazıyor!
2016 verilerine bakıldığında ürünün ülke dağılımda dikkate değer bir değişim görünüyor. Üç Trakya şehrinde toplam arazi genişliği yine 300 bin hektar civarında kalırken Adana’da 54 bin hektara çıkmış, Konya da 52 bin hektar arazisiyle artık oyuna iyice dahil olmuş durumda. Ancak Konya’yı özel kılan asıl faktör ayçiçeğinde yakaladığı verim. Trakya’da dekar başına ortalama 215 kg olan verim Adana’da 309 kg/da, Konya’da ise 309 kg/da’ya kadar çıkıyor. yani bir anlamda Konya ayçiçeği tarımının kurallarını baştan yazıyor!
Olan ve olması gereken
Tarla bitkileri ve yağlı tohumlar açısından Türkiye tarımı uzunca süredir “olması gereken” ile “olan” arasındaki büyük uçurumun civarında geziyor. Ama her iki ligin de oyuncusu olan ayçiçeği bu uçurumun kenarındaki otoyolda istikrarlı yolculuğuna devam ediyor. Belki artık yola koyulmak için, her yıl ülke haritasının daha geniş bölgesini sarı renge boyayan ayçiçeğinden ilham almak gerekiyor.