İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde geliştirilen topraksız tarım projesi Smart Garden ile sebze ve meyvelerden birim alanda 30 kat daha fazla ürün almak hedefleniyor.
Dünya genelinde topraksız tarım teknolojilerinde yeni gelişmeler birbirini izlerken bu kez Türkiye’den heyecan verici bir buluş haberi geldi. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde (İEÜ) geliştirilen topraksız tarım sistem, iklimlendirme, aydınlatma ve uzaktan kontrol teknolojilerinin yardımıyla bitkiler için en ideal büyüme ortamını sunuyor.
“Akıllı bahçe” nasıl gelişti?
İEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Akşar’ın yönetiminde üniversitenin Fen Bilimleri Enstitüsü Elektrik-Elektronik Mühendisliği yüksek lisans öğrencisi Mert Kalaycı’nın çalışmaları sonucu geliştirilen sistem Smart Garden (Akıllı Bahçe) adını taşıyor. Proje kapsamında İzmir Bilimpark ve ODTÜ Teknokent bünyesinde UpTechlabs ismiyle bir Ar-Ge şirketi kuran Aşkar ve Kalaycı, bu sayede TÜBİTAK’tan aldıkları hibe desteği ile Smart Garden’ı geliştirme fırsatı buldu.
LED ışıklarıyla “ışık hızında” üretim
Smart Garden’da kullanılan teknolojilerin merkezini ise LED ışıkları oluşturuyor. Bu sayede hem bitkilerin fotosentezi için gerekli ışık dalga boylarını ayarlama olanağı veriyor, hem de daha az enerji harcanmasını sağlıyor. “Bir bitki normalde 8-10 saat güneşlenme süresine sahipken biz bunu arttırabiliyoruz” diyen Kalaycı, “Bu sayede bitkinin çok daha hızlı büyümesi ve yaz-kış aynı miktarda ürün olmak mümkün oluyor” şeklinde konuşuyor.
Yüzde 95’e kadar su tasarrufu sağlıyor
Geliştirdikleri aydınlatma sistemiyle normale oranla 2,5 kat daha hızlı büyüme, aeroponik sistem sayesinde yüzde 95’e varan su tasarrufu ve modüler sistem sayesinde birim alanda 30 kat daha çok ürün elde edilebileceğini söyleyen Kalaycı, Smart Garden’ı “Minimum alanda maksimum verimle çalışan bir üretim tesisi” olarak tanımlıyor.
Uzaktan kontrol edilebiliyor
Tarım 4.0 konseptine özgü yenilikler göz önüne alınarak hazırlanan Smart Garden, çeşitli sensörler ve kendine özgü yazılımı sayesinde otomatik olarak çalışıyor. Bitkilere özgü verilerin veri tabanında depolandığını ve akıllı telefon veya tablet yardımıyla uzaktan takip yapılabildiğini söyleyen Kalaycı, bundan sonra ilk hedeflerinin ise ürünün patentini almak olduğunu söylüyor.