Geleneksel tahıllarda büyük verim artışları devri geride kalırken alternatif tahıllar ve sebze-meyvelerin rolü genişliyor. Uzmanlara göre “daha çok üret” felsefesinin yerini “daha az kaynak ile daha çok üret” almalı.
Son yüzyılda tarımsal teknolojinin baş döndürücü hızı üretim ve verimde büyük bir atılım sağladı. Bu atılım ile birlikte özellikle 30 yılda küresel açlık sorunu ve gıda güvencesine dair önemli yol alındı.
Ancak yeni asrın ikinci on yılını yaşadığımız bugünlerde bu gidişatın engelsiz ve kaygısız bir şekilde ilerlediğini söylemek zor. Üretim ve verimdeki artış ile ekonomik büyümenin bir de bedeli var. Bu bedeli her şeyden önce doğal kaynaklar ödüyor.
Üç büyük risk
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yayınladığı “Gıda ve Tarımın Geleceği” raporu yaklaşan risklere dikkat çekiyor. Risklerin başında “tarımsal üretimi her anlamda etkileyecek” denilen iklim değişikliği geliyor. Hızla tükenen yeraltı su kaynakları ve azalan biyoçeşitlilik de gezegenin alarm verdiği konular.
Sebze-meyveye talep artıyor
Dünya genelinde beslenme düzey ve biçimleri de ciddi bir dönüşüm içinde. Sebze, meyve ve işlenmiş gıdaya olan talep ve verimin güç geçtikçe arttığı görülüyor. Buna karşın dünya nüfusunun beslenmesi için hayati olan tahıllarda aynı iyimserlikten söz etmek zor.
Geleneksel tahıllar fetret devrine girdi
Tahılda yüzyıl ortalarında yaşanan verim patlaması çoktan geride kaldı. 1990’lardan bu yana pirinç, mısır ve buğdayda küresel verim artışı yıllık yüzde 1’lere kadar düştü. Fetret devrine giren geleneksel tahılların yerine alternatif ürünlerden beklentiler giderek yükseliyor.
Daha çok üretim, ama daha az ile!
Özellikte gelişmekte olan ülkelerde birim alanda verim ve üretim çeşitliliği gözle görülür biçimde artsa da, bu büyüme tersinden yine tarımsal üretimi tehdit eder boyutlara ulaştı. FAO uzmanlarına göre üretim anlamında “daha fazla” değil “daha az kaynak ile daha fazla” felsefesinin benimsenmesi gerekli.
Yatırımda öncelikler neler olmalı?
Bunun için tek tek tarım ürünleri ya da teknolojilerinden de önce tarım politikalarında ciddi dönüşümler yapılması gerekiyor. FAO’ya göre tarım sistemleri ve kırsal ekonomi açısından ülkelere düşen başlıca görevler: İnovasyonu teşvik etmek, sürdürülebilir üretimi arttırmak, Ar-Ge’ye daha fazla yatırım yapmak, su kıtlığı ve iklim değişikliğiyle daha iyi mücadele yolları bulmak.
Küçük üreticileri büyük pazarlarla buluşturmak
Tarımın ve gıdanın geleceği için kilit rol oynayanlar ise küçük ve orta ölçekli üreticiler. Küçük çaplı çiftliklerin geçim yollarının geliştirilmesi gerektiği belirtilen raporda ayrıca, “Düşük ve orta gelirli ülkelerdeki üreticileri kentlerdeki pazarlara bağlayacak arz zincirleri yaratılmalı” deniliyor.