Bugünkü referandum ile AB kararını verecek olan İngiltere’de tarımsal üreticiler birlik içinde kalmaktan yana. Türkiye’nin çoktandır tıkanan AB sürecinde de tarım kilit bir noktada.
İngiltere bugün gerçekleşecek referandum ile Avrupa Birliği’nde (AB) kalıp kalmama yönündeki kararını veriyor. “AB ile devam” diyenler ile artık yolları ayırmak isteyenlerin oranı birbirine çok yakın. Yalnızca kamuoyunda değil, siyaset sahnesinde de iki eğilim birbiriyle yarışıyor.
AB’den ayrılmayı savunanların başlattığı kampanyanın adı Brexit. Brexit, Britanya ve Exit (çıkış/ayrılma) sözcüklerinin birleşiminden oluşuyor. Kampanya bugün başarıya ulaştığı takdirde bir ilk gerçekleşecek ve AB tarihinde ilk kez üye kaybetmiş olacak.
Üreticiler “kalalım”, Bakan “çıkalım” diyor
Referandum sonuçlarına birkaç saat kala, İngiltere’nin tarım cephesinde de tam bir görüş ayrılığı hakim. Tarım Bakanı George Eustice “Exit!” diyenlerden. Üretici temsilcileri ise tam tersine, AB’den ayrılmanın tarım sektörüne kesinkes bir darbe vuracağını savunuyor.
Ortak Tarım Politikası ne ifade ediyor?
1957 yılından beri AB ülkelerini bir paydada birleştiren Ortak Tarım Politikası’nın (CAP) iki temel yönü var. Bunlardan ilki üye ülke üreticilerine yapılan doğrudan para yardımı. 2015 yılında İngiliz üreticiler toplam 3,1 milyar Euro yardım aldı. Kırsal kalkınmaya yönelik yapılan yardımlar ise 5,2 milyar doları buluyor. Nitekim İngiltere’nin tüm tarımsal gelirlerinin yüzde 55’ini CAP yardımları oluşturuyor.
AB yoksa üretici desteği de yok
İngiltere’de Ulusal Üreticiler Sendikası (NFU), AB’den çıkılıp CAP yardımları kesildiği takdirde üreticilerin büyük bir belirsizliğe sürükleneceği görüşünde. NFU Başkanı Meurig Raymond, “Avrupalı diğer üreticiler CAP’tan faydalanmaya devam ederken bizim yardımlardan mahrum bırakılmamız yıkım anlamına gelir. Hiçbir yerel hükümetin CAP düzeyinde üretim yardımı yapacağına inanmıyoruz” dedi.
İsviçre ve Norveç örneği
Bakan Eustice ise AB üyesi olmayan İsviçre ve Norveç’i örnek vererek, “Üreticilere aynı, hatta daha yüksek düzeyde yardım yapılacak bir program belirleyeceğiz” diye konuştu. İşin ilginç tarafı ise; AB içinde CAP yardımlarının düşürülmesini geçmişten beri en yoğun şekilde savunan ülkelerden birinin İngiltere olması!
AB’nin ikinci büyük tahıl üreticisi
İngiltere özellikle teknolojik anlamda dünyanın en gelişkin tarım ekonomilerinden biri. Ülke, tarla ve yem bitkileri endüstrisindeki başarısı ile Avrupa ülkeleri arasında parlak bir profile sahip. AB ülkeleri içinde Fransa’dan sonra en büyük tahıl üreticisi olan İngiltere, havuç üretiminde de liderliği Polonya ile paylaşıyor. AB’de üretilen şekerpancarının yüzde 7,3’ünde payı olan ülke arpa üretiminde de ilk 5’te.
İthalat/ihracat da zorlaşacak
Tüm bunlara karşın İngiltere tarımsal anlamda kendine yetebilen bir ülke değil. Yurtiçinde tüketilen gıdanın yüzde 41’i ithal ediliyor. İthal ürünlerin büyük bölümü diğer AB ülkelerinden karşılanıyor. Bilindiği gibi AB ülkeleri arasında tarımsal ithalat/ihracat kısıtlamaları minimum düzeyde. Yani AB üyeliği yalnızca tarımsal yardımlar açısından değil tarımsal ticaret anlamında da büyük önem taşıyor.
Türkiye’yi nasıl ilgilendiriyor?
İngiltere Türkiye’nin tarımsal ürün ithal ettiği ülkeler arasında 8. sırada. İhracat yapılan AB ülkeleri arasında ise Almanya, İtalya ve Hollanda’dan sonra 4. sırada geliyor. Bu durumda İngiltere’nin tarımda farklı bir rotaya girmesi Türkiye’yi de bir noktada ilgilendiriyor. AB üyeliğinden çıkmış bir İngiltere’nin tarımda ithalat kaynaklarını yeniden değerlendirmesi şaşırtıcı olmayacak. Bu da tarımsal ihracatta zor günler geçiren Türkiye için dikkatle izlenmesi gereken bir süreç yaratabilir.
AB içinde Türkiye tartışması
1999 yılından bu yana AB aday ülkesi konumundaki Türkiye, İngiltere’deki Brexit tartışmalarında en çok ismi geçen ülkelerden biri oldu. Ayrılık yanlısı tarafların argümanlarından biri Türkiye’nin olası AB üyeliğiydi. Birlikte kalmayı savunan İngiltere Başbakanı David Cameron ise buna karşı olarak 3 gün önce “Türkiye’nin AB üyeliği imkansız” minvalinde bir açıklama yaptı.
Türkiye’ye “hayli çaba gerekli”
1999 yılından bu yana üye ülke konumunda olan Türkiye üzerinden yapılan tartışmalar bir kenara; Türkiye’nin AB müktesebat başlıkları arasında en geri konumda olduğu konular arasında Tarım ve Kırsal Kalkınma, Gıda Güvenliği ve Bitki Sağlığı ve Çevre başlıkları geliyor. Bunlardan ilk ikisinde mevcut durum “Hayli çaba gerekli” şeklinde, üçüncüsü ise “Kayda değer çaba gerekli” şeklinde değerlendiriyor.
AB’ye burun kıvırmak çözüm mü?
Bir tarafta AB’nin yapıtaşı olan İngiltere birlikten çıkma eğilimi gösteriyor; diğer tarafta ise Türkiye AB idealinden her gün daha fazla uzaklaştığı bir dönem yaşıyor. Bir tarafta İngiltere’de ayrılık ihtimali tarım sektörünü kaygılandırıyor; diğer tarafta Türkiye AB sürecindeki tıkanmayı en yoğun şekilde tarım alanında yaşıyor.
Özetle; konu tarım olduğunda Avrupa Birliği’ne “burun kıvırırken” iki kez düşünmek gerekiyor.