tarlasera’nın görüştüğü Avrupa Tarım Makineleri Birliği Genel Sekreteri Ulrich Adam, “Üreticilerin hassas tarım uygulamalarına gerekli yatırımı yapmaları sağlanmalı” diyor.
Sürücüsüz traktörler, dronelar, sensörler gibi yüksek teknolojili sistemleri artık birçok tarım arazisinde görmek mümkün. Tarım makineleri sektörü üreticilere sayısız fayda sağlayan bu ekipmanlara her gün bir yenisini eklerken, sektörün kendi içindeki durum ve sorunlarıyla da doğal olarak ilgilenmek gerekiyor. Avrupa Tarım Makineleri Birliği (CEMA) Avrupa’daki tarım makineleri üreticileri için kurulmuş büyük bir birlik. Sektörün yüzü ve sesi olduklarını söyleyen CEMA Genel Sekreteri Dr. Ulrich Adam, Avrupa ve Türkiye’deki tarımsal mekanizasyona dair görüşlerini tarlasera’ya anlattı.
Tarım makinelerinde yeni teknolojilerin odaklandığı temel fayda nedir? Gelecekte üreticileri ne tür makineler bekliyor?
Yeni teknolojik gelişmelere bakıldığında, hassas tarım ve akıllı tarım oyunun yeni adı olarak göze çarpıyor. GPS, otomatik direksiyon sistemleri ya da değişken hızlı teknolojiler yeni makinelere giderek daha çok entegre edilmeye başladı. Bu sistemler üreticilere yüksek verim ve kalite sağlarken, tohum, pestisit ya da gübre gibi girdilerin de maliyetini azaltıyor. Gelecekte daha küçük ve hafif, daha akıllı ve otonom makineler görebileceğiz.
Tarım makineleri Avrupa’da etkili bir şekilde kullanılıyor mu? Kullanımda yaşanan zorluklar neler?
En büyük zorluk, önümüzdeki yıllarda etkinliği ve verimliliği daha çok nasıl arttırabileceğimizi bulmak. Tarım makinelerinin ağırlığı, genişliği ve boyutları açısından muhtemelen gelecekte daha fazla zorlayamayacağımız sınırlara ulaşacağız. Çözüm ise makineleri ve kullanıldıkları işlemleri daha akıllı ve kaynakları etkili kullanır hale getirmekten geçiyor. Bu da bizi yine dijital teknoloji ve bağlantı konusuna götürüyor. Makinelere sensörler takarak onları akıllı hale getirerek, kablosuz bağlantıyla birbirleriyle konuşmalarını sağlayarak ve merkezi bir arazi yönetim yazılımında depolanan uygun veri akışıyla işlevlerini daha etkili kullanarak makinelerin verimli kullanımını arttırabileceğiz
Türkiye’de tarım makineleri sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin şu anki piyasa durumu oldukça iyi. Tarım makinelerinin hem üretimi hem de satışı bakımından Türkiye piyasası son aylarda olumlu gelişmeler gösterdi. Türkiye’deki üreticiler traktör filolarını yeniliyor ve yeni tarım makinelerine yatırım yapıyor. Bu olumlu eğilimin bir süre daha devam etmesi beklense de, bunun hakkında muhtemelen daha az konuşulacak, çünkü yakın gelecekte satışların istikrarlı bir hale gelmesi bekleniyor.
Tarımsal mekanizasyon açısından Türkiye’nin en büyük problemi nedir?
Türkiye’de tarım ve mekanizasyonla ilgili yapısal bir sorun var: Küçük ölçekli işletmelerin çoğunluğu. Bu, Türkiye’deki üreticilerin yüksek kapasiteli tarım makinelerinden ve bunların üretim ve verimde sağladığı avantajlardan faydalanmasını engelliyor. Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesini yasaklayan yeni düzenlemeler, ekilebilir tarım arazilerinin parçalanmasını önlemeye ve daha büyük tarım işletmelerinin yaratılmasına destek olmaya yardımcı olabilir. Diğer bir alan ise; hassas tarım ve akıllı tarım makineleri. Bu alan gelecekte büyük bir potansiyele sahip olabilir ancak şu ana kadar henüz Türkiye’deki üreticiler tarafından büyük bir ilgi görmüş değil
Sürdürülebilir enerji kaynakları konusunda sizce en başarılı ülkeler hangileri ve bunu nasıl başarıyorlar?
Hollanda, Danimarka ve Belçika gibi ülkeler bölgesi makinelerle doğal gübre uygulamasını zorunlu kılarak ve amonyak salınımını yüzde 80 azaltmayı başararak bunun nasıl yapıldığını gösterdi. Diğer Avrupa ülkelerinin neden bu örneklerin izinden gitmediğini anlamak gerçekten zor. Alternatif enerji kaynakları açısından, Almanya’da iki bölge şu anda genellikle kanola yağı gibi saf, ham bitkisel yağlarla çalışan bir traktör satın almayı tercih eden üreticilere sübvansiyon sağlıyor. Ancak bu tür alternatif enerji modellerinin kullanımı ve bunlara yapılan maddi destekler Avrupa’da hâlâ çok düşük.