
Dünyanın en eski buğday örneği olan antik Çatalhöyük buğdaylarının DNA analizi yapıldı. 8400 yıllık çeşitler modern buğdaylarla şaşırtıcı benzerlikler taşıyor.
Tarımın ortaya çıkışı ile insanlığının kaderinin değiştiği Neolitik döneme ait Çatalhöyük buğdayının sırrı ortaya çıkarıldı. Dünyanın en eski kentlerinden biri sayılan Çatalhöyük’te bulunan 8400 yıllık buğday tohumlarının genetik yapısı tarımın evrimine dair ipuçları veriyor.
Modern buğdaylarla olan benzerlik
Araştırmacılar, dünyanın bilinen en eski buğday örneklerini oluşturan bu kömürleşmiş tohumların DNA dizisinin ortaya çıkardı. Ortaya konulan genetik veriler, binlerce yıllık antik buğdayların modern kabuklu buğdaylarla şaşırtıcı ölçüde benzer özellikler taşıdığını gösteriyor.
İnsanlığın kaderini bu tohumlar değiştirdi
Konya-Çatalhöyük, Malatya-İmamoğlu höyüğü ve Ağrı-Patnos’ta yapılan kazılara ortaya çıkarılan buğdaylar Neolitik döneme tarihleniyor. Bu dönem, tarımın tarih sahnesine çıktığı ve ilk yerleşik toplulukların oluşmaya başladığı bir dönem. Kalıntılar, buğday bitkisinin yerleşik yaşama geçmede büyük önem taşıdığını kanıtlar nitelikte.
Ekmeklik buğday Çatalhöyük’te ortaya çıktı
Çatalhöyük’te dünyanın en eski buğday örneği 2009 yılında ODTÜ’lü araştırmacılarca bulunmuştu. Bu tohumlar üzerine yapılan çalışmalar, ekmeklik buğday tarımının ilk olarak Çatalhöyük bölgesinde başladığını ortaya koymuştu.
Avrupa’dan Anadolu’ya yayıldı
Buğdayın ilk olarak yaklaşık 12 bin yıl önce kültüre alınmaya başladığını belirten uzmanlara göre Çin ve Kore coğrafyasının da bitkinin gelişiminde büyük etkisi olduğunu belirtiyor. Anadolu coğrafyası ise buğdayın binyıllardır temel tahıl ürünü olduğu Avrupa kıtasına yayılımı konusunda kilit rol oynuyor.