Tarım Dergisi tarlasera
tarlasera SATIN AL
Kapat

28.12.2015

Brezilya’nın üzüm ağacı jabuticaba

Brezilya’ya özgü bir üzüm ağacı olan jabuticaba, bütün tropik iklimlerde yetiştirilebiliyor. Gövdesinden verdiği meyveleri ise hem birçok şekilde tüketiliyor hem de sağlığa çok faydalı.

Jabuticaba ya da Brezilya ağaç üzümü (Myrciaria cauliflora (Mart.) O. Berg = Plinia trunciflora (O. Berg) Kausel) Diğer adları: jaboticaba, Brezilya üzümü, ağaç üzümü, Brezilya üzüm ağacı, guapuru (İspanyolca’dan). Cins adı myrciaria sözcüğü, myrtus (mersin ağacı) sözcüğüyle bağlantılı. Tür adı cauliflora, “gövdede-dalda çiçek açan” demek. Plinia, Romalı ünlü botanikçi Yaşlı Plinius’un (23-79) anısına saygı sonucu. Tupi dilinden gelen jabuticaba, “kaplumbağa” demek olan jabuti ve “yer” demek olan caba sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelir: “Kaplumbağa yeri”. Caba’nın “yağ” demek olduğunu ve “kaplumbağa yağı” ifadesinin meyvenin etli kısmını işaret ettiğini belirten görüşler de var. Bir başka etimolojik yoruma göre de, japotï-kaba, “düğme-meyve” demektir ki meyvenin ağaç gövdesi üzerindeki konumuyla ilişki kuruluyor olmalı burada.

Tüm ağacı saran meyveler

Jabuticaba, mersingiller (myrtaceae) familyasından, yapraklarını dökmeyen, yerden başlayarak dallanan, açık kahverengi kabuklu, çok gövdeli birkaç metrelik bir çalı, ya da 40 cm gövde çapıyla 10-12 metre boylanabilen bir ağaçtır. Tüylü kısa saplı, 2,5-10 cm uzunluk ve 1-2 cm genişlikte, karşılıklı dizilişli eliptik yapraklar ilk çıkışta somon rengiyken zamanla koyu parlak yeşile döner. Sıcak aylarda gruplar halinde doğrudan gövde ya da yaşlı dallar üzerinde beyaz çiçekler açar. Düzenli sulanan ağaçlar yıl boyunca çiçek açıp meyve vermeye devam edebilir. Çiçeklerin solmasıyla ortaya çıkan 2-4 cm çapındaki yuvarlak meyveler sayısız denecek kadar çok ve ağacın gövdesiyle gelişmiş dallarını kaplamış bir haldedir. Önce yeşil, zamanla mora yakın ve olgunlaşınca parlak morumsu-siyahtır. Siyah üzüm tanelerini andırırlar ama kabukları biraz daha kalındır. İçlerinde üzüm çekirdeğine göre daha iri ve hafif basık 1-4 adet çekirdek bulunur. Meyvenin etli kısmı yumuşak, sulu, tatlı, genelde beyaz, nadiren pembe renkli ve jelatinsidir. Üzüm, siyah frenküzümü (Ribes nigrum), liçi (Litchi chinensis), mangostan (Garcinia mangostana) ve guava (Psidium guajava) karışımı bir lezzettedir. Kekre kabuğu ve çekirdekleri çıkarılarak ya da öylece yenir.

Taze meyvenin raf ömrü 3-4 gün olduğu için uluslararası pazarlara ulaşması zordur. Ancak kurutulmuş meyveler ve meyveden yapılan mamuller her yerde bulunabilir. En çok, jöle ve marmelat yapılır. Şurup, şerbet, meyve suyu, komposto, pasta, turta, çikolata, dondurma, sirke, şarap, likör, brendi (konyak) yapılarak da tüketilir. ABD ve Fransa’da üzümün yeri neyse jabuticabanın Brezilya’daki yeri de odur. Sevgilinin siyah gözleri bizde üzüme benzetilirken, geleneksel Bolivya şarkılarının birinde jabuticabaya benzetilir. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında Kuzeybatı Fluminense’ye gelen İtalyan göçmenler şarap yapmak için üzüm bulamayınca jabuticabaya sarılır. Bu içki yerel içki olarak ünlenir.

Halk hekimliğinde kullanılıyor

Meyvenin çok sayıda ticari çeşidi de geliştirilmiştir: Sabara: Brezilya ağaç üzümlerinin en değerlisi ve en çok yetiştirilenidir. Meyvesi küçük, ince kabuklu ve tatlıdır. Ağacı orta boyludur, erkencidir, çok verimlidir. Yılda 4 kez ürün alınır. Paulista: Kalın kabuklu meyvesi iridir, lezzetiyse biraz buruk. Ponhema: Ağacı büyük ve verimli, hafif acı meyvesi daha çok jöle yapımında ve konserve olarak kullanılır. Branca: Meyvesi büyük, etli kısmı beyaz değil, parlak yeşildir, lezzetlidir. Ağacı orta boylu ve verimlidir. Aile bahçeleri için idealdir. Vermelha: Bu sözcük, Portekizcede “kırmızı” demek, meyvenin rengine işaret. Rujada, Roxa, Sao Paulo, Mineira, Precoco gibi başka çeşitler de vardır.

Jabuticaba meyvesinin bileşiminde kalori, su, karbonhidratlar, çok az protein, lif, kül, tanen, B1, B2, B3, C vitaminleri, fosfor, potosyum, kalsiyum, demir mineralleri, triptofan ve lizin aminoasitleri, antosiyaninler, jaboticabin adlı bir bileşik bulunurken; tohumlarının bileşimindeki uçucu yağda da çoklu doymamış yağ asitlerinden linoleik asit (omega 6), alfa linolenik asit (omega 3) bulunur. Antosiyaninler, çoklu doymamış yağ asitleri, amino asitler, jaboticabin, tanen ve C vitamininden dolayı antioksidan (serbest radikal süpürücü) etkisi güçlüdür. Bu maddeler dolayısıyla meyveyle ağaç kabuğunun, tip 2 diyabet, yüksek kolesterol, kalp-damar hastalıkları, prostat ve kan kanserini önleyici, yaşlanmayı geciktirici özelliklerine dikkat çeker. Bu meyvenin bolca tüketildiği çevrelerde kanser ve kalp hastalıklarına az rastlanır. Meyvenin ve yaprakların bakteri yok edici özelliği kanıtlanmış, ama kanser önleyici özelliği daha ayrıntılı araştırmalara; hayvan insan deneylerine ve klinik deneylere ihtiyaç duymaktadır. Brezilya klasik halk hekimliği uygulamalarında astım, kan tükürme (hemoptiz), ishal ve dizanteri gibi rahatsızlıkları tedavi etme amacıyla, kurutulmuş meyveler kaynatılarak suyu içilir; kronik bademcik iltihaplarında aynı suyla gargara yapılır. ‘Jabuticabada’ adıyla anılan demir zengini meyve suyu yerli kabileler arasında özellikle hamile kadınların beslenmesinde değerlendirilir. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta; meyve kabuğunun uzun bir süre ve fazla miktarda alınması, yoğun tanenden dolayı sindirim sistemine zarar verebilir! Uzun süre ve bolca yenecekse kabuğu ayıklanarak yenmelidir.

Tropik iklimlerin bitkisi

Myrtaceae familyası dünyada 130 dolayında cins ve 3-5 bin dolayında tür ile temsil bulurken, ülkemizde sadece 2 cins bitkinin birer türü bulunur: Bir Mersin türü (Myrtus communis) ve bir Okaliptus türü (Eucalyptus camaldulensi). Türkiye’de bulunmayan Myrciaria cinsinin dünyada, çoğu Brezilya ve çevresindeki Arjantin, Paraguay, Peru ve Bolivya gibi ülkelerde olmak üzere, 30 dolayında türü vardır. Burada anlattığımız türün gen merkezi, Güney ve Güneydoğu Brezilya’nın Atlantik ormanlarıdır. Ağaç, hava sıcaklığının eksi derecelere düşmediği 0-1000 metrelerde görülür. Doğal yayılışını başta kuşlar olmak üzere hayvanlar sağlar.

Minas Gerais eyaletindeki Sabara kentinde (en tutulan meyve çeşidine adını veren kent), 1987’den bu yana her yıl bir Jabutikaba Festivali düzenlenir. Burada üç gün boyunca çeşitli etkinliklerin yanı sıra söz konusu meyveden yapılan yiyecek ve içecekler tadılır, alınır ve satılır.

Ağacın üretimi tohum ekilerek, çelikle, daldırmayla, aşıyla ve kök sürgünleriyle yapılır. Bitki nemli, zengin, hafif asitli, geçirgen toprakları sever. Tuzlu topraklar dışında her toprağa uyum sağlayabilir. Tohumun çimlenmesi 20-40 günde gerçekleşir, ancak tohumdan çıkan bitki özel koşullar yoksa 3 yılda ancak 45 cm büyür. Tohumdan yetişmiş bitkiler ilk meyvelerini 10-20 yaşlarında verirken, aşılılar 5-6 yaşlarında meyve vermeye başlar. Ağacın yavaş büyümesi, geç meyve vermeye başlaması, taze meyvelerin çabuk bozulması gibi sebepler, meyvenin dünya çapında yaygınlaşmasının önündeki engeller olarak sıralansa da, jabuticaba günümüzde bütün tropikal iklimlerde, hatta alt tropikal iklimlerde yetiştirilir. Ülkemizde de meraklılarınca sınırlı miktarda yetiştirilme çalışmaları yürütülmekte; fidan satıcılarımızda fidan ve tohum bulunmaktadır. Jabuticaba süs bitkisi ve Bonsai olarak da yetiştirilir.

Sayfa ilk kez okundu.

En çok okunan makaleler

Yorumlar
    Bu yazı için henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
Yorum Yaz

Yorumunuz Gönderildi